Komik Büro adlı bir hukuk bürosu tarafından,Erdil Yaşaroğlu ve Selçuk Erdem'e ait karikatürleri paylaştıkları gerekçesiyle, yüzlerce kişiye dava açıldı. Penguen dergisi karikatüristi Erdil Yaşaroğlu telif hakkı kendisinde bulunan karikatürleri paylaşan herkese dava açıyor.
Son mağdur bir sağlık personeli oldu. Sosyal medyada mağduriyetini paylaşan sağlık personeli 4 yıl önce paylaştığı bir karikatür nedeniyle kendisinden 30 bin istendiğini duyurdu. Yorgun_sağlıkçı kullanıcı adıyla sesini duyurmaya çalışan sağlık personeli, yaşadığı mağduriyeti duyurmak için başından geçenleri twitter üzerinden anlattı.
Merhaba. Bu floodda bir sağlık çalışanı olarak pandemi döneminde karikatür paylaşımı yüzünden nasıl davalık olduğumu ve yaşadığım sıkıntıları anlatmaya çalışacağım.
Ekim 2020'de polis tarafından arandım. Erdil Yaşaroğlu ve Selçuk Erdem karikatürleri sebebiyle “Komik Büro” tarafından hakkımda şikayet olduğunu öğrendim. Aynı gün içinde -hayatımda ilk kez- polise ifade vermeye gittim. Sağlık içerikli makalelerin olduğu internet sitemde 4 yıl önce karikatür paylaşıldığı için...
Polis memuruna duruma anlattım. İnternet sitemdeki içeriği bir kullanıcının paylaştığını ve içeriği kaldırmam için herhangi birinden "Kaldırma Bildirimi" gelmediğini söyledim. İfadeyi verdikten sonra ilgili hukuk bürosunu arayıp durumu anlattım. Şikayete konu olan içerikleri kaldırdığımı ve davayı geri çekmelerini rica ettim fakat bürodaki yetkili kişi olumsuz cevap vererek, 30 bin liranın üstünde bir bedel ödersem davayı geri çekeceklerini söyledi. Bu durumun usulüne göre(Uyar-Kaldır https: //yaybir org tr /bilgi- bankasi /uyar-kaldir-sistemi/…) ilerlemediğini anlatmaya çalışsam da bir şey yapamayacaklarını belirtti.
Ben de bu parayı ödememin mümkün olmadığını söyledim zira 4500TL(ek ödemeyle) maaş alıyorum ve bu parayı ödemek için yemeden içmeden bir sene çalışmam gerekiyor. Karikatürlere değer biçmek bana düşmez ama bir adet karikatürün 7-8 bin lira olacağını düşünmüyorum. Kaldı ki sadece telif bedeli de istenmiyor. Ortada iyi bir niyet olmadığı aşikâr. Hukuk bürosuyla konuşmaktan bir sonuç alamayacağımı anlayınca Erdil Yaşaroğlu ve Selçuk Erdem'e durumu anlatan birer mail attım. Durumu anlattım ve davayı geri çekmelerini rica ettim. Herhangi bir dönüş olmadı.
Bu olaylar yaşanırken gündeme gelen "karikatür davaları" sayesinde yalnız olmadığımı gördüm. Buradan diğer mağdurlara ulaştım ve benim durumumda çok fazla kişi olduğunu gördüm. Benim şikayete konu olan sitem, karikatüristlerin yaptıkları ortak açıklamadaki tanıma uymuyor; Karikatür bizim hayatımız... Arkadaşlar bizim ve karikatür sevenler için önemli olduğunu düşündüğümüz bir açıklamamız var.
![](https://www.saglikpersonelihaber.org/images/files/2021/01/5ffd759704ee1.jpg)
![](https://www.saglikpersonelihaber.org/images/files/2021/01/5ffd7563a20d9.jpg)
Karikatür balonlarını değiştirip üzerine kendi logosunu basıp binlerce takipçi kasan biri değilim. Binlerce karikatür paylaşıp takipçi kazandıktan sonra sayfaları satan biri değilim. Karikatür dergilerini ve kitaplarını pdf yapıp paylaşan biri değilim. Tişörtlere veya bardaklara karikatürleri basıp satan biri değilim. Ben bir sağlık çalışanıyım. Gecemi gündüzüme katıp çalıştığım şu dönemde bu dava hem psikolojimi hem uyku düzenimi bozdu. Floodu Alev Alatlı’nın “Her yasal olan hak helal değildir. Mühim olan helalleşmektir.” sözü ve Özgür Demirtaş’ın tweeti ile bitiriyorum.
Kölelik kanuniydi, Soykırımlar kanuniydi, Çocuk evlilikleri kanuniydi, Kanuni olmak güç ile alakalıdır; Adalet ile değil... O yüzden bir şeyin Kanuni olması doğru olduğunu göstermez.
Son mağdur bir sağlık personeli oldu. Sosyal medyada mağduriyetini paylaşan sağlık personeli 4 yıl önce paylaştığı bir karikatür nedeniyle kendisinden 30 bin istendiğini duyurdu. Yorgun_sağlıkçı kullanıcı adıyla sesini duyurmaya çalışan sağlık personeli, yaşadığı mağduriyeti duyurmak için başından geçenleri twitter üzerinden anlattı.
Merhaba. Bu floodda bir sağlık çalışanı olarak pandemi döneminde karikatür paylaşımı yüzünden nasıl davalık olduğumu ve yaşadığım sıkıntıları anlatmaya çalışacağım.
Ekim 2020'de polis tarafından arandım. Erdil Yaşaroğlu ve Selçuk Erdem karikatürleri sebebiyle “Komik Büro” tarafından hakkımda şikayet olduğunu öğrendim. Aynı gün içinde -hayatımda ilk kez- polise ifade vermeye gittim. Sağlık içerikli makalelerin olduğu internet sitemde 4 yıl önce karikatür paylaşıldığı için...
Polis memuruna duruma anlattım. İnternet sitemdeki içeriği bir kullanıcının paylaştığını ve içeriği kaldırmam için herhangi birinden "Kaldırma Bildirimi" gelmediğini söyledim. İfadeyi verdikten sonra ilgili hukuk bürosunu arayıp durumu anlattım. Şikayete konu olan içerikleri kaldırdığımı ve davayı geri çekmelerini rica ettim fakat bürodaki yetkili kişi olumsuz cevap vererek, 30 bin liranın üstünde bir bedel ödersem davayı geri çekeceklerini söyledi. Bu durumun usulüne göre(Uyar-Kaldır https: //yaybir org tr /bilgi- bankasi /uyar-kaldir-sistemi/…) ilerlemediğini anlatmaya çalışsam da bir şey yapamayacaklarını belirtti.
Ben de bu parayı ödememin mümkün olmadığını söyledim zira 4500TL(ek ödemeyle) maaş alıyorum ve bu parayı ödemek için yemeden içmeden bir sene çalışmam gerekiyor. Karikatürlere değer biçmek bana düşmez ama bir adet karikatürün 7-8 bin lira olacağını düşünmüyorum. Kaldı ki sadece telif bedeli de istenmiyor. Ortada iyi bir niyet olmadığı aşikâr. Hukuk bürosuyla konuşmaktan bir sonuç alamayacağımı anlayınca Erdil Yaşaroğlu ve Selçuk Erdem'e durumu anlatan birer mail attım. Durumu anlattım ve davayı geri çekmelerini rica ettim. Herhangi bir dönüş olmadı.
Bu olaylar yaşanırken gündeme gelen "karikatür davaları" sayesinde yalnız olmadığımı gördüm. Buradan diğer mağdurlara ulaştım ve benim durumumda çok fazla kişi olduğunu gördüm. Benim şikayete konu olan sitem, karikatüristlerin yaptıkları ortak açıklamadaki tanıma uymuyor; Karikatür bizim hayatımız... Arkadaşlar bizim ve karikatür sevenler için önemli olduğunu düşündüğümüz bir açıklamamız var.
![](https://www.saglikpersonelihaber.org/images/files/2021/01/5ffd759704ee1.jpg)
![](https://www.saglikpersonelihaber.org/images/files/2021/01/5ffd7563a20d9.jpg)
Karikatür balonlarını değiştirip üzerine kendi logosunu basıp binlerce takipçi kasan biri değilim. Binlerce karikatür paylaşıp takipçi kazandıktan sonra sayfaları satan biri değilim. Karikatür dergilerini ve kitaplarını pdf yapıp paylaşan biri değilim. Tişörtlere veya bardaklara karikatürleri basıp satan biri değilim. Ben bir sağlık çalışanıyım. Gecemi gündüzüme katıp çalıştığım şu dönemde bu dava hem psikolojimi hem uyku düzenimi bozdu. Floodu Alev Alatlı’nın “Her yasal olan hak helal değildir. Mühim olan helalleşmektir.” sözü ve Özgür Demirtaş’ın tweeti ile bitiriyorum.
Kölelik kanuniydi, Soykırımlar kanuniydi, Çocuk evlilikleri kanuniydi, Kanuni olmak güç ile alakalıdır; Adalet ile değil... O yüzden bir şeyin Kanuni olması doğru olduğunu göstermez.