Pandemi sürecinde yıllık izin haklarını kullanamayan sağlık çalışanları, yılın ortasına gelinmesine rağmen hâlâ biriken izinlerini kullanamıyor. Hem personel eksikliği hem de maddi kaygılar nedeniyle birçok sağlık çalışanı tatil planlarını askıya almak zorunda kalıyor.
60-80 Günlük İzinler Kullanılamadı
COVID-19 salgını döneminde görev başında kalan sağlık emekçileri, yıllık izin haklarını kullanamadı. Çoğu çalışanın 60 ila 80 gün arasında birikmiş izni bulunuyor. Ancak bu izinlerin tamamını kullanmak ne mümkün ne de idareler açısından uygulanabilir durumda.
Hastane yönetimleri, sağlık hizmetlerinin aksamaması için izin planlamalarını personel sayısına göre sınırlı tutuyor. Sağlıkçılara genellikle en fazla 2-3 hafta izin verilebiliyor.
İzinli Olmak, Ek Ödemeden Feragat Etmek Demek
İzin süresi boyunca döner sermaye ve ek ödeme alamayacaklarını bilen birçok sağlık personeli, tatile çıkma konusunda kararsız kalıyor. Ek gelir kaybı yaşanacağından, birçok sağlık çalışanı "tatil mi yapalım, cebimizi mi düşünelim" ikilemine düşüyor.
Vergi dilimi nedeniyle maaşlarında da düşüş yaşayan sağlıkçılar, bir yandan dinlenme ihtiyacı hissederken diğer yandan ekonomik gerçeklerle yüzleşiyor.
"İzin Parası Verilsin, Çalışalım" Diyenler de Var
Bazı sağlık personeli, kullanılmayan izinlerin ücret olarak ödenmesini talep ediyor. "İzin hakkımızı verin, ama paramızı da ödeyin, biz çalışmaya devam ederiz" diyen sağlıkçılar, tatilin maddi yükünü karşılayamayacaklarını belirtiyor.
Öte yandan bazıları, "Tükenmişlik sendromu yaşıyoruz. Ailemizle birkaç gün geçirmeye, dinlenmeye çok ihtiyacımız var" diyerek izin kullanmanın bir lüks değil, bir zorunluluk haline geldiğini ifade ediyor.
Tükenmişlik Tehlikesi Kapıda
Yıllardır çözüm bekleyen 3600 ek gösterge, yıpranma payı, temel ücret düzenlemesi ve personel eksikliği gibi yapısal sorunlara bir de birikmiş izin krizinin eklenmesi, sağlık çalışanlarının ruhsal ve fiziksel sınırlarını zorluyor.
Salgın döneminde, "Hakkınız ödenmez" sözüne "Gerçekten de ödemediler" cevabını sloganlaştıran sağlık çalışanları, bu yükün artık taşınamaz hale geldiğini vurguluyor.