Yeni Sözleşmeyle Sessizlik Zorunlu Hale Getiriliyor
Aile hekimlerine yönelik hazırlanan yeni sözleşme, hekimlerin kamuoyunu bilgilendirmesini neredeyse suç haline getiriyor. Basına demeç vermek ya da sosyal medya üzerinden halkla bilgi paylaşmak artık ihtar cezası ve sözleşme feshine kadar gidebilecek yaptırımlara bağlanıyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve hekimler, bu düzenlemenin halkı susturma ve gerçeği gizleme amacı taşıdığını belirtiyor.
“Gerçeği Söyleyen Değil, Gizleyen Korunuyor”
Yeni sözleşmede en dikkat çekici değişikliklerden biri, daha önce aile hekimliğinin tanımıyla başlayan 1. maddeye sözleşme feshi tehdidinin eklenmiş olması. TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, bu maddenin bile sözleşmenin amacını açık ettiğini belirterek, “İlk maddede fesih tehdidi varsa bu düzenlemenin amacı bellidir: Gerçeği söyleyenleri cezalandırmak” dedi.
İfade Özgürlüğü ve İş Güvencesi Aynı Anda Hedefte
Sözleşmeyle yalnızca halkın doğru bilgiye ulaşma hakkı değil, hekimlerin iş güvencesi de tehdit altında. Ceza puanı sınırı 200’den 150’ye çekilirken, artık en küçük bir sosyal medya paylaşımı bile ceza puanı ile sonuçlanabilecek. Valiliklerle yapılan sözleşmelerin il sağlık müdürlüklerine devredilmesiyle birlikte idarenin denetimi daha da merkezileştirilmiş olacak.
“Pandemide Konuştuk, Şimdi Cezalandırılıyoruz”
Dr. Emrah Kırımlı, pandemi sürecinde TTB tarafından yapılan aile hekimi anketlerinin kamuoyunu aydınlattığını, gerçek vaka sayılarının açıklanmasında bu çalışmaların etkili olduğunu hatırlatarak, “Bugün konuştuğumuz için cezalandırılacağız. Halk sağlığı için verdiğimiz her uyarı artık potansiyel bir suç sayılıyor” dedi.
“Aşı Karşıtları Serbest, Bilimsel Konuşan Hekimler Tehlikede”
Kırımlı, sağlık çalışanlarının yaşadığı çelişkiyi şu sözlerle ifade etti:
“Bugün sosyal medya üzerinden aşıya karşı çıkan, bilim dışı söylemlerle halkı korkutan kişiler serbestçe konuşabiliyor. Ama bilimsel verilerle halkı uyaran, aşıya teşvik eden hekimler tehdit ediliyor. Asıl tehlike budur.”
TTB: “Bu Sözleşme Anayasa’ya Aykırı, İptali İçin Dava Açacağız”
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ise sözleşmeyi Anayasa’ya aykırı bulduklarını ve sessiz kalmayacaklarını söyledi. Fincancı, “Bu sadece hekimleri değil, toplumu susturma düzenlemesidir. Sağlıkta dönüşümle birlikte zaten güvencesizleşen aile hekimleri, şimdi tamamen susmaya zorlanıyor” diyerek bu sözleşmenin iptali için dava açacaklarını duyurdu.
“Şeffaflık Değil, Sansür Yayılıyor”
Yeni sözleşmenin sadece bireysel özgürlükleri değil, toplumun bilgi alma hakkını da yok saydığına dikkat çeken TTB, filyasyon görevinden izinsiz sosyal medya paylaşımlarına kadar birçok alanda baskının arttığını belirtti. Fincancı, “Pandemi gibi bir halk sağlığı krizinde şeffaflık değil, sansür ön planda tutulursa bedeli halk öder” uyarısında bulundu.