Asistan Doktor Mustafa Yalçın’ın Ardında Bıraktığı 6 Sayfalık Mektup Yürekleri Dağladı
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev yapan asistan doktor Mustafa Yalçın (35), "Kayak yapmaya gidiyorum" diyerek evden çıktıktan yaklaşık 15 saat sonra Uludağ eteklerindeki ormanlık alanda ölü bulundu. Genç doktorun intihar ettiği belirlenirken, otomobilinde ailesi ve yakınlarına hitaben yazdığı 6 sayfalık bir veda mektubu bulundu. Mektup, yaşamla olan bağlarının ne denli zedelendiğini, içsel savaşını ve derin yalnızlığını tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.
4 Yıl Önce Kamp Yaptığı Yerde Canına Kıydı
Asistan doktor Mustafa Yalçın, önceki sabah saatlerinde “kayak yapacağım” diyerek evden ayrıldı. Ancak bir daha geri dönmedi. Yakınlarının ihbarı üzerine başlatılan aramada, otomobili Uludağ yolunun 11. kilometresinde terk edilmiş halde bulundu. Jandarma ekiplerinin yaptığı aramada, araçtan yaklaşık 1 kilometre uzaklıktaki ormanlık alanda, yarım metre karın altında genç doktorun cansız bedeni bulundu.
İntihar ettiği yerin, Yalçın’ın 4 yıl önce yalnız başına kamp yaptığı ve haritasına “tekrar geleceğim” notu düştüğü nokta olduğu öğrenildi.
Hazırlıklı ve Bilinçli Bir Veda
Yalçın’ın koluna potasyum ve çeşitli ilaçlardan oluşan bir serum bağlayarak yaşamına son verdiği belirlendi. Otomobilinde bulunan 6 sayfalık mektubunda ise; hayata dair umutsuzluğunu, mutlulukla olan mücadelesini, sevdiklerine olan sevgisini ama aynı zamanda artık yaşamak istemediğini açık bir şekilde ifade etti.
Mektubunda şu cümleler özellikle dikkat çekti:
“Hayattan keyif alamıyorum. Daha önce de bu durumu yaşadım ama bu farklı. Yaşamak için sürekli çabalıyorum, artık bu beni yoruyor... Ölümümden kimseyi sorumlu tutmayın. Bu benim tercihim.”
“Beni Unutun, Hatırlamayın”
Yalçın, mektubunun bir bölümünde uzun süredir birlikte olduğu sevgilisi Özge’ye hitap ederek özür diledi ve onunla geçirdiği zamanların hayatının en anlamlı anları olduğunu yazdı. Özge'ye şunları söyledi:
“Sana söz verdim kendimi öldürmeyeceğime ama sözümü tutamadım. Seni seviyorum ama artık yaşamak istemiyorum. Lütfen beni uzun süre hatırlama, unutulmak istiyorum.”
Ayrıca, intihardan önce evdeki bitkileri suladığını, evcil hayvanları beslediğini ve kişisel eşyalarının tamamını sevgilisine bıraktığını ifade etti. Mektubunun sonunda ise sessizce gitmek istediğini, ardında yalnızca bir açıklama bırakmak istediğini belirtti:
“Sadece kimse suçlanmasın istedim. Bu benimle ilgili bir karardı.”
Sağlık Camiasında Sessiz Çığlık: Tükenmişliğin Sessiz Trajedisi
Mustafa Yalçın’ın mektubu, sadece bireysel bir trajedi değil; sağlık çalışanlarının maruz kaldığı psikolojik baskı, tükenmişlik sendromu ve yalnızlıkla mücadelelerine dair acı bir çığlık niteliğinde. Bu tür vakalar, özellikle pandemi sonrası dönemde artan iş yükü ve duygusal yıpranmayla birlikte sağlık emekçilerinin yaşadığı derin kırılmaları bir kez daha gözler önüne seriyor.
Geride Kalanlara Mesajı: “Ben Ölüm Hakkımı Kullandım”
Mektubunda, ölmenin de bir insan hakkı olduğunu savunan Yalçın, “Ölmek istemek hastalık değil, tercihtir” diyerek topluma, yasaya ve etik değerlere de sarsıcı bir mesaj bıraktı. Yaşamla olan bağının yavaşça nasıl çözüldüğünü anlatan satırları, geride kalanlara yalnızca yas değil, bir farkındalık çağrısı da bırakıyor.
Ne düşündün nasıl yaptın bilmem hocam ama intihar haramdır . Dilerim bir içinde yatarsın