Kamu Sağlık-Sen Genel Başkanı Ümit Karataş, her yıl radyasyonla çalışan birçok sağlıkçının kanser veya meslek hastalığından hayatını kaybederken bu yıl Covit-19 tanısı konulabilmesi için Tomografi çekerken Covitli hastalardan dolayı Covit olduklarına dikkat çekerek, radyoloji ünitelerinin fiziki koşullarının iyileştirilmesini, özlük hakları mağduriyetlerinin sona erdirilmesini, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının sağlanmasını istediklerini belirtti.
Kamu Sağlık-Sen Genel Başkanı Ümit Karataş, 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Radyoloji bölümünde çalışan sağlık çalışanlarının sorunlarının düzeltilmesi ve çözüm bulunması için mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini ifade etti.
Başkan Karataş yaptığı açıklamada; ''Sağlıkta dönüşüm programının gerçekleşmesinde en büyük payı olan ve sağlığın her alanında görev yapan sağlık çalışanları için, paydaş olmanın gereğini yerine getirilmeli ve mesleki risklerin ortadan kaldırılması yönünde ciddi adımlar atılmalıdır. Her yıl, radyasyonla çalışan birçok sağlıkçıyı kanserden ve meslek hastalıklarından kaybederken bu yıl Covit-19 tanısı için Tomografi çeken bir çok sağlık çalışanı da pandemiye maruz kalması nedeniyle tedavi görmekte, yaşamlarını bu hastalıkla mücadele ile sürdürmeye çalışmaktadır.
Covit-19 tanısının vazgeçilmezi olan BT Çekimlerini yapan Radyoloji Çalışanlarının tavandan döner sermayeden mahrum edilmeleri,esnek ve dönüşümlü çalışmadan yararlanmamaları kabul edilemez bir durumdur. Pandemi sürecinde büyük rol üstlenen Radyoloji Çalışanlarının mağduriyetleri giderilmelidir.
Radyasyon çalışanlarının hakları ellerinden alınıyor. Radyoloji Üniteleri denetlenmiyor. Radyoloji ünitelerinin fiziki koşullarının iyileştirilmesini, özlük hakları mağduriyetlerine son verilmesini, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının sağlanmasını istiyoruz” dedi.
Türkiye’de her bin kişiden 119 kişiye MR, her bin kişiden 163 kişiye BT çekilmektedir. Bu anlamda tetkik bazında dünya lideriyiz. Performans sisteminin de etkisiyle MR ve BT çok gereksiz ve bilinçsizce kullanılmakta az sayıdaki teknisyen ve radyolog hekimlerin iş yükünü sürekli artmaktadır. Radyoloji hizmet kalitesini olumsuz etkilemektedir.
Yapılan araştırmalar sonucu yakın gelecekte görüntüleme ciddi bir sorundur. Özellikle BT gibi yüksek radyasyon yayan sistemlerin kullanımında çok dikkatli olunması gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı araştırmaya göre radyolojik tetkiklerin yüzde 20’si standartlara uygun çekilmediği ve tekrar edilmektedir. Gereksiz tetkikler ve standartlara uygun olmayan tetkikler hastaların defalarca radyasyona maruz kalmasına sebep oluyor. Bir Akciğer tomografisinde alınan radyasyon dozu yaklaşık 300 Akciğer filmine eşittir. Gereksiz yere tomografi çekilen hastalar(özellikle çocuklar) kanser riski ile karşı karşıya kalıyor.
Radyoloji mesleği tıpkı maden ocağında çalışanlar gibi ağır ve tehlikeli meslekler sınıfındadır. Mesleğin çalışma usul ve esasları, alınması gereken güvenlik önlemleri kanun ile belirlenmiştir. Ama ne yazık ki maden ocakları gibi radyolojide de tüm birimler özelleştirilmiş, taşeron eliyle yürütülmektedir. Güvenlik önlemlerinden yoksun, esnek ve kuralsız çalışma, ehliyetsiz eleman çalıştırma, sosyal ve özlük haklardan yoksun çalışma ve bunun sonucunda radyasyondan dolayı sağlığını kaybetme, kanser olma mesleğin fıtratı haline getirilmiştir.
Geçen yıllarda Kayseri,Kırşehir, İstanbul, Ankara, Rize, Edirne, Kocaeli en son ’Kastamonu’da olmak üzere son bir yılda 35 meslektaşımıza Kanser teşhisi konuldu. Radyasyon koruyucu ekipmanlarımız konusunda ciddi endişeler ve kaygılar var. Merdivenaltı üretilen koruyucu ekipmanlar piyasada satılıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığından denetimlerin sıklaştırılmasını istiyoruz.
Sağlık Bakanlığı Şehir hastanelerinin tamamına yakını görüntüleme hizmetlerini taşeronlara devretmiştir. Görüntüleme hizmetleri taşeron firmalar tarafından verilmektedir. Taşeron firmalarında daha ucuz iş gücü diye eğitimsiz, ehliyetsiz alaylı diye tabir edilen kişilerce hizmet verilmektedir. Her yıl 5 bin civarında mezun olan gencimiz radyoloji teknisyenliği okullarından mezun olup iş bulamazken ilgili eğitim almamış bu kişiler en başta kendi sağlıklarını daha sonra hastaların sağlığı için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Özel hastanelerde de durum bundan farklı değildir.
Özel hastanelerde ve taşeron firmalarında çalışan radyoloji çalışanları kanunların kendilerine sağladığı, radyasyon izinlerini, yıpranma hakları kullanamıyorlar ya da kullandırılmıyor.
AB ülkeleri ile ülkemizdeki radyoloji teknisyenlerini kıyasladığımızda İngiltere’de 3 bin 48 kişiye 1 radyoloji teknisyeni, Hollanda 1/3303, Almanya 1/2711, Fransa 1/2850 iken Türkiye’de 5 bin 650 kişiye 1 radyoloji teknisyeni düşmektedir. AB ülkelerinde bir radyoloji teknisyeni günlük mesaisinde ortalama 30 hastaya işlem yaparken ülkemizde bu sayı en küçük hastanede bile 80—85 civarındadır. AB ülkelerinde ortalama her 100 bin kişiye 12 radyolog düşerken ülkemizde bu rakam 5 civarındadır. Bizler Avrupa’daki meslektaşlarımızın 2-3 kat daha fazla işlem yapmaktayız. Az sayıda büyük bir özveri ile çalışan meslektaşlarımız sağlıksız ve ağır çalışma koşulları nedeniyle kansere yakalanıyor.
Çalışanların sağlığı için iş yükünün bir an evvel hafifletilmesi, sağlığın tüm branşlarını kuşatan personel eksikliğinin bir an önce giderilmesi gerekmektedir.
Radyolojide insani ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanmasını,
Mevcut kanunların uygulanmasında keyfiyete son verilmesini,
Özlük ve ekonomik haklarımızın iyileştirilmesini,
Fiili hizmet (yıpranma) önündeki engellerin kaldırılmasını,
Lisans ve yüksek lisans eğitim hakkımızın verilmesini,
Ehliyetsiz eleman çalıştırmaya son verilmesini istiyoruz!
Kamu Sağlık-Sen olarak her konuda olduğu gibi bu konularında takipçisi olacağımızı ve sorunlarının çözümü noktasında mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle, sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde fedakârca görev yapan tüm Radyoloji Çalışanlarının Dünya Radyoloji Gününü kutluyorum" dedi.
Kamu Sağlık-Sen Genel Başkanı Ümit Karataş, 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Radyoloji bölümünde çalışan sağlık çalışanlarının sorunlarının düzeltilmesi ve çözüm bulunması için mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini ifade etti.
Başkan Karataş yaptığı açıklamada; ''Sağlıkta dönüşüm programının gerçekleşmesinde en büyük payı olan ve sağlığın her alanında görev yapan sağlık çalışanları için, paydaş olmanın gereğini yerine getirilmeli ve mesleki risklerin ortadan kaldırılması yönünde ciddi adımlar atılmalıdır. Her yıl, radyasyonla çalışan birçok sağlıkçıyı kanserden ve meslek hastalıklarından kaybederken bu yıl Covit-19 tanısı için Tomografi çeken bir çok sağlık çalışanı da pandemiye maruz kalması nedeniyle tedavi görmekte, yaşamlarını bu hastalıkla mücadele ile sürdürmeye çalışmaktadır.
Covit-19 tanısının vazgeçilmezi olan BT Çekimlerini yapan Radyoloji Çalışanlarının tavandan döner sermayeden mahrum edilmeleri,esnek ve dönüşümlü çalışmadan yararlanmamaları kabul edilemez bir durumdur. Pandemi sürecinde büyük rol üstlenen Radyoloji Çalışanlarının mağduriyetleri giderilmelidir.
Radyasyon çalışanlarının hakları ellerinden alınıyor. Radyoloji Üniteleri denetlenmiyor. Radyoloji ünitelerinin fiziki koşullarının iyileştirilmesini, özlük hakları mağduriyetlerine son verilmesini, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının sağlanmasını istiyoruz” dedi.
Türkiye’de her bin kişiden 119 kişiye MR, her bin kişiden 163 kişiye BT çekilmektedir. Bu anlamda tetkik bazında dünya lideriyiz. Performans sisteminin de etkisiyle MR ve BT çok gereksiz ve bilinçsizce kullanılmakta az sayıdaki teknisyen ve radyolog hekimlerin iş yükünü sürekli artmaktadır. Radyoloji hizmet kalitesini olumsuz etkilemektedir.
Yapılan araştırmalar sonucu yakın gelecekte görüntüleme ciddi bir sorundur. Özellikle BT gibi yüksek radyasyon yayan sistemlerin kullanımında çok dikkatli olunması gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı araştırmaya göre radyolojik tetkiklerin yüzde 20’si standartlara uygun çekilmediği ve tekrar edilmektedir. Gereksiz tetkikler ve standartlara uygun olmayan tetkikler hastaların defalarca radyasyona maruz kalmasına sebep oluyor. Bir Akciğer tomografisinde alınan radyasyon dozu yaklaşık 300 Akciğer filmine eşittir. Gereksiz yere tomografi çekilen hastalar(özellikle çocuklar) kanser riski ile karşı karşıya kalıyor.
Radyoloji mesleği tıpkı maden ocağında çalışanlar gibi ağır ve tehlikeli meslekler sınıfındadır. Mesleğin çalışma usul ve esasları, alınması gereken güvenlik önlemleri kanun ile belirlenmiştir. Ama ne yazık ki maden ocakları gibi radyolojide de tüm birimler özelleştirilmiş, taşeron eliyle yürütülmektedir. Güvenlik önlemlerinden yoksun, esnek ve kuralsız çalışma, ehliyetsiz eleman çalıştırma, sosyal ve özlük haklardan yoksun çalışma ve bunun sonucunda radyasyondan dolayı sağlığını kaybetme, kanser olma mesleğin fıtratı haline getirilmiştir.
Geçen yıllarda Kayseri,Kırşehir, İstanbul, Ankara, Rize, Edirne, Kocaeli en son ’Kastamonu’da olmak üzere son bir yılda 35 meslektaşımıza Kanser teşhisi konuldu. Radyasyon koruyucu ekipmanlarımız konusunda ciddi endişeler ve kaygılar var. Merdivenaltı üretilen koruyucu ekipmanlar piyasada satılıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığından denetimlerin sıklaştırılmasını istiyoruz.
Sağlık Bakanlığı Şehir hastanelerinin tamamına yakını görüntüleme hizmetlerini taşeronlara devretmiştir. Görüntüleme hizmetleri taşeron firmalar tarafından verilmektedir. Taşeron firmalarında daha ucuz iş gücü diye eğitimsiz, ehliyetsiz alaylı diye tabir edilen kişilerce hizmet verilmektedir. Her yıl 5 bin civarında mezun olan gencimiz radyoloji teknisyenliği okullarından mezun olup iş bulamazken ilgili eğitim almamış bu kişiler en başta kendi sağlıklarını daha sonra hastaların sağlığı için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Özel hastanelerde de durum bundan farklı değildir.
Özel hastanelerde ve taşeron firmalarında çalışan radyoloji çalışanları kanunların kendilerine sağladığı, radyasyon izinlerini, yıpranma hakları kullanamıyorlar ya da kullandırılmıyor.
AB ülkeleri ile ülkemizdeki radyoloji teknisyenlerini kıyasladığımızda İngiltere’de 3 bin 48 kişiye 1 radyoloji teknisyeni, Hollanda 1/3303, Almanya 1/2711, Fransa 1/2850 iken Türkiye’de 5 bin 650 kişiye 1 radyoloji teknisyeni düşmektedir. AB ülkelerinde bir radyoloji teknisyeni günlük mesaisinde ortalama 30 hastaya işlem yaparken ülkemizde bu sayı en küçük hastanede bile 80—85 civarındadır. AB ülkelerinde ortalama her 100 bin kişiye 12 radyolog düşerken ülkemizde bu rakam 5 civarındadır. Bizler Avrupa’daki meslektaşlarımızın 2-3 kat daha fazla işlem yapmaktayız. Az sayıda büyük bir özveri ile çalışan meslektaşlarımız sağlıksız ve ağır çalışma koşulları nedeniyle kansere yakalanıyor.
Çalışanların sağlığı için iş yükünün bir an evvel hafifletilmesi, sağlığın tüm branşlarını kuşatan personel eksikliğinin bir an önce giderilmesi gerekmektedir.
Radyolojide insani ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanmasını,
Mevcut kanunların uygulanmasında keyfiyete son verilmesini,
Özlük ve ekonomik haklarımızın iyileştirilmesini,
Fiili hizmet (yıpranma) önündeki engellerin kaldırılmasını,
Lisans ve yüksek lisans eğitim hakkımızın verilmesini,
Ehliyetsiz eleman çalıştırmaya son verilmesini istiyoruz!
Kamu Sağlık-Sen olarak her konuda olduğu gibi bu konularında takipçisi olacağımızı ve sorunlarının çözümü noktasında mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle, sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde fedakârca görev yapan tüm Radyoloji Çalışanlarının Dünya Radyoloji Gününü kutluyorum" dedi.