13 Eylül 2020 tarihinde Ankara'da, 18 gün önce evlendiği polis eşi Müslüm Aktaş'ın tabancasından çıkan kurşunla başından vurularak ağır yaralanan anestezi teknikeri Sevginur Aktaş (22), yoğun bakımdaki yaşam savaşını kazandı. Tekerlekli sandalyede hastaneden taburcu olan Aktaş, olayın ardından tutuklanan eşinin kendisi için intihar ettiği yönündeki iddiasının doğru olmadığını söyleyerek, "Kırıkkale'deki ailemin yanına el öpmeye gitmek istediğim için tartışma çıktı. Zorla alıkoydu ve sonra da acımadan vurdu. 'Bizde boşanma yoktur' diyerek vuruldum. Adaletin yerini bulmasını istiyorum" dedi.
Ankara Keçiören ilçesinde geçen yıl 13 Eylül'de meydana gelen olayda Keçiören ve Eğitim Araştırrma Hastanesinde anestezi teknikeri olarak çalışan Sevginur ile polis eşi Müslüm Aktaş'ın (27) evinde silah sesi duyan komşuları, polise haber verdi. Ekipler, Sevginur Aktaş'ı silahla başından vurularak yaralanmış halde buldu. Ağır yaralı olan Sevginur Aktaş, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Eşinin intihar ettiğini öne süren Müslüm Aktaş ise gözaltına alınıp, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
TEKERLEKLİ SANDALYE İLE TABURCU OLDU
Sevginur Aktaş, yoğun bakımda yaklaşık 2 ay süren yaşam savaşını kazandı. Sevginur Aktaş, servise alındıktan sonra polise verdiği ilk ifadesinde intihar etmediğini, ailesinin yanına gitmek istediği için tartıştığı eşinin kendisini vurduğunu ileri sürdü.
'ACIMADAN VURDU'
DHA'ya konuşan Sevginur Aktaş, balayından döndükten sonra eşinin ailesine el öpmeye gittiklerini, sonra Kırıkkale'deki kendi ailesine de el öpmeye gitmek istemesi nedeniyle tartışma çıktığını söyledi. Aktaş, "Kırıkkale'deki ailemin yanına el öpmeye gitmek istediğim için tartışma çıktı. Zorla alıkoydu ve sonra da acımadan vurdu.
Bizde boşanma yoktur' diyerek vuruldum. 'Bir kurşun sana bir kurşun bana' dedi vururken. Asla intiharı kabul etmiyorum. Hem psikolojik hem fiziksel şiddete uğradım. Kafamdan vuruldum. Beni kanlar içerisinde battaniyeye sarmışlar ambulansa koyup göndermişler. Ben tek başıma yaşam mücadelesi verdim. Çok ağır bir tedavi alıyorum. 22 senedir içmediğim ilacı 5 aydır içiyorum. Ayakta durmakta zorlanıyorum" dedi.
Hastanedeki tedavisi tamamlanan; ancak başından vurulması nedeniyle beyninin hasar görmesi sonucu yürüyemeyen, görme sorunu yaşayan Sevginur Aktaş, tekerlekli sandalye ile taburcu oldu.
ADALETİN YERİNİ BULMASINI İSTİYORUM'
Olay öncesinde hastanede koronavirüsle mücadele ettiğini anlatan Sevginur Aktaş, "Kovidli hastalara bakıyordum. İncecik bir damardan 10 tüp kan alıyordum. Bana bunu yapamaz. Sırf 'mesleğim riske girmesin' diye intihar yalanını uydurdu. İşime gitmek çalışmak istiyorum. Bir kadın olarak kimseye muhtaç olmadan ayakta kalayım, kimseye muhtaç olmadan yaşamak için uğraştım, bir zalimin kurşununa gitmek istemedim.
Ankara Keçiören ilçesinde geçen yıl 13 Eylül'de meydana gelen olayda Keçiören ve Eğitim Araştırrma Hastanesinde anestezi teknikeri olarak çalışan Sevginur ile polis eşi Müslüm Aktaş'ın (27) evinde silah sesi duyan komşuları, polise haber verdi. Ekipler, Sevginur Aktaş'ı silahla başından vurularak yaralanmış halde buldu. Ağır yaralı olan Sevginur Aktaş, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Eşinin intihar ettiğini öne süren Müslüm Aktaş ise gözaltına alınıp, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
TEKERLEKLİ SANDALYE İLE TABURCU OLDU
Sevginur Aktaş, yoğun bakımda yaklaşık 2 ay süren yaşam savaşını kazandı. Sevginur Aktaş, servise alındıktan sonra polise verdiği ilk ifadesinde intihar etmediğini, ailesinin yanına gitmek istediği için tartıştığı eşinin kendisini vurduğunu ileri sürdü.
'ACIMADAN VURDU'
DHA'ya konuşan Sevginur Aktaş, balayından döndükten sonra eşinin ailesine el öpmeye gittiklerini, sonra Kırıkkale'deki kendi ailesine de el öpmeye gitmek istemesi nedeniyle tartışma çıktığını söyledi. Aktaş, "Kırıkkale'deki ailemin yanına el öpmeye gitmek istediğim için tartışma çıktı. Zorla alıkoydu ve sonra da acımadan vurdu.
Bizde boşanma yoktur' diyerek vuruldum. 'Bir kurşun sana bir kurşun bana' dedi vururken. Asla intiharı kabul etmiyorum. Hem psikolojik hem fiziksel şiddete uğradım. Kafamdan vuruldum. Beni kanlar içerisinde battaniyeye sarmışlar ambulansa koyup göndermişler. Ben tek başıma yaşam mücadelesi verdim. Çok ağır bir tedavi alıyorum. 22 senedir içmediğim ilacı 5 aydır içiyorum. Ayakta durmakta zorlanıyorum" dedi.
Hastanedeki tedavisi tamamlanan; ancak başından vurulması nedeniyle beyninin hasar görmesi sonucu yürüyemeyen, görme sorunu yaşayan Sevginur Aktaş, tekerlekli sandalye ile taburcu oldu.
ADALETİN YERİNİ BULMASINI İSTİYORUM'
Olay öncesinde hastanede koronavirüsle mücadele ettiğini anlatan Sevginur Aktaş, "Kovidli hastalara bakıyordum. İncecik bir damardan 10 tüp kan alıyordum. Bana bunu yapamaz. Sırf 'mesleğim riske girmesin' diye intihar yalanını uydurdu. İşime gitmek çalışmak istiyorum. Bir kadın olarak kimseye muhtaç olmadan ayakta kalayım, kimseye muhtaç olmadan yaşamak için uğraştım, bir zalimin kurşununa gitmek istemedim.