Sendikalardan randevu talep ederken görüşmeyi kabul edip etmeyeceğinden çok emin değildim. Çok değil bundan birkaç ay evvel, sendika istifa tagları açarak, gruptaki arkadaşlarımızın sendikalara bir nevi ihtar çekmesi arzumuz vardı. Çünkü biliyoruz ki sendikanın gücü üye sayılarından, maddi ve manevi gücünden gelir. Birçok sağlık personeli arkadaşımız da farkındaki, bizde sendikacılık emekleme dönemindedir. Neyse bu düşünceler altında sosyal medya grubu olarak sendika başkanlarımızdan randevu istedik. O kadar sert çıkışımıza rağmen randevu talebimize de ilk geri dönüş, Sayın Önder Kahveci’ den geldi. Vakit darlığından ve yazının uzamaması için ana hatlarıyla fikir ve görüşlerimizi karşılıklı olarak iki saat boyunca paylaştık.
Öncelikli olarak ilk vurgusu şuydu, sendika olmadan olmaz. Memurların haklarını arayabilecekleri, eylem kararı alabilecekleri tek yetkili merci, mevcut yasalarımız gereği sendikalardır, dedi. Ben de bu konuda araştırma yaptığımı, bu konuda haklı olduklarını ancak sendikaları harekete geçirme noktasında üyelerin proaktif bir davranışa yönelmelerinin normal olduğunu belirttim. Önder Bey de bu noktada sendika üyelik ve istifalarının e-devlet üzerinden yapılabilmesi için hükümetle görüşme içinde olduklarını ve hükümet kanadının hala çalışmalarına devam ettiğini, ifade ettiler.
Ek ödeme konusunda sorumuza, Bakanlığın calışma yaptığını ve sonuçlanması beklediklerini, pandemi döneminden dolayı bu aralar eylem planlarını ertelediklerini, 3600 ek gösterge içinde bir çalışmanın yapıldığını bunu da sabırla beklediklerini, 4/b 4/c sözleşmeli kısa dönemli gibi calışma barışını bozan, bu tür kadrolara karşı olduklarını ve her platformda eylemlerde ve tv programlarında bunu dile getirdiklerini, liyakat konusunda yetkili sendikanın liyakatsız yönetici atamaları ve çalışanlar üzerinde baskılar kurduğunu, hiç eşit olmayan bir sendika yetki yarışı olduğunu söyledi.
Ek zam talebini konusunda da gerçekçi bir rakam dile getirdiklerini ama yetkili sendikanın sembolik olan 400 tl ek zam istediğini, yetkili sendikanın yetkiyi aldıktan sonra memurun alım gücünün sürekli düştüğünü söyledi.
Zam talebi konusunda düşüncesini sorduğumuzda, orada baksa her ay enflasyon farkının yansıtılması modelini önerdiklerini ifade etti.
Kamusen’ in bugüne kadar memurlar için neler yaptıklarını anahatlarıyla şu cümlelerle özetledi. En önemli çalışmalarının hükümetin ilk yıllarında kamu kurumlarının il özel idaresi ve belediyelere bağlanmaya çalışılmasına karşın, tüm illerde eylem ve basın açıklamaları yapıldığını hatta bu çalışmanın KESK ile birlikte yapıldığını ve amacına ulaştığını, devletin üniter yapısına ve memurların temel özlük haklarına yapılabilecek her türlü müdahalenin daima karşısında olacaklarını, o dönem yapılan bu çalışmaya gösterdikleri direncin başarıya ulaştığını, 2008 sonrası memur olanların emekli maaşlarının ek gösterge üzerinden olmamasından dolayı mücadele verdiklerini ancak önlerine gelen iki yüz civarından maddenin sadece yüz yetmişinde başarılı olabildiklerini, başaralı olamadıkları bu maddenin kalan otuz madde içerisinde olduğunu; sendikaların gücünü özü itibariyle üyelerinden aldığını, alınan eylem kararlarına üyelerin katılımının sağlanmasının büyük önem arzettiğini, aile hekimliklerinin cumartesi nöbetleriyle ilgili yaptıklarıyla eylemin bu saikle başarıya ulaştığını, sendikanın yasal zemini olan, uluslar arası sözleşmeler gereği, eylem kararı alabildiklerini ve bu eylem kararlarının, savcılıklar tarafından uluslararası sözleşmeler gereği beraatle sonuçlandığını bu sebeple her ne sebeple olursa olsun, hangi sendika olursa olsun tüm memurların sendikalı olmasının önemli olduğunu söyledi.
İki saatlik görüşmemizi kısaca bu şekilde iyi dilek ve temennilerle son erdi. Kendilerine gösterdikleri sıcak ilgiden dolayı tekrar teşekkür ederim. Konuyla şahsi değerlendirmemi Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Başkanı Hüsnü Yıldırım’ la yaptığımız görüşme yazısından sonra ayrıca değerlendireceğiz.
Öncelikli olarak ilk vurgusu şuydu, sendika olmadan olmaz. Memurların haklarını arayabilecekleri, eylem kararı alabilecekleri tek yetkili merci, mevcut yasalarımız gereği sendikalardır, dedi. Ben de bu konuda araştırma yaptığımı, bu konuda haklı olduklarını ancak sendikaları harekete geçirme noktasında üyelerin proaktif bir davranışa yönelmelerinin normal olduğunu belirttim. Önder Bey de bu noktada sendika üyelik ve istifalarının e-devlet üzerinden yapılabilmesi için hükümetle görüşme içinde olduklarını ve hükümet kanadının hala çalışmalarına devam ettiğini, ifade ettiler.
Ek ödeme konusunda sorumuza, Bakanlığın calışma yaptığını ve sonuçlanması beklediklerini, pandemi döneminden dolayı bu aralar eylem planlarını ertelediklerini, 3600 ek gösterge içinde bir çalışmanın yapıldığını bunu da sabırla beklediklerini, 4/b 4/c sözleşmeli kısa dönemli gibi calışma barışını bozan, bu tür kadrolara karşı olduklarını ve her platformda eylemlerde ve tv programlarında bunu dile getirdiklerini, liyakat konusunda yetkili sendikanın liyakatsız yönetici atamaları ve çalışanlar üzerinde baskılar kurduğunu, hiç eşit olmayan bir sendika yetki yarışı olduğunu söyledi.
Ek zam talebini konusunda da gerçekçi bir rakam dile getirdiklerini ama yetkili sendikanın sembolik olan 400 tl ek zam istediğini, yetkili sendikanın yetkiyi aldıktan sonra memurun alım gücünün sürekli düştüğünü söyledi.
Zam talebi konusunda düşüncesini sorduğumuzda, orada baksa her ay enflasyon farkının yansıtılması modelini önerdiklerini ifade etti.
Kamusen’ in bugüne kadar memurlar için neler yaptıklarını anahatlarıyla şu cümlelerle özetledi. En önemli çalışmalarının hükümetin ilk yıllarında kamu kurumlarının il özel idaresi ve belediyelere bağlanmaya çalışılmasına karşın, tüm illerde eylem ve basın açıklamaları yapıldığını hatta bu çalışmanın KESK ile birlikte yapıldığını ve amacına ulaştığını, devletin üniter yapısına ve memurların temel özlük haklarına yapılabilecek her türlü müdahalenin daima karşısında olacaklarını, o dönem yapılan bu çalışmaya gösterdikleri direncin başarıya ulaştığını, 2008 sonrası memur olanların emekli maaşlarının ek gösterge üzerinden olmamasından dolayı mücadele verdiklerini ancak önlerine gelen iki yüz civarından maddenin sadece yüz yetmişinde başarılı olabildiklerini, başaralı olamadıkları bu maddenin kalan otuz madde içerisinde olduğunu; sendikaların gücünü özü itibariyle üyelerinden aldığını, alınan eylem kararlarına üyelerin katılımının sağlanmasının büyük önem arzettiğini, aile hekimliklerinin cumartesi nöbetleriyle ilgili yaptıklarıyla eylemin bu saikle başarıya ulaştığını, sendikanın yasal zemini olan, uluslar arası sözleşmeler gereği, eylem kararı alabildiklerini ve bu eylem kararlarının, savcılıklar tarafından uluslararası sözleşmeler gereği beraatle sonuçlandığını bu sebeple her ne sebeple olursa olsun, hangi sendika olursa olsun tüm memurların sendikalı olmasının önemli olduğunu söyledi.
İki saatlik görüşmemizi kısaca bu şekilde iyi dilek ve temennilerle son erdi. Kendilerine gösterdikleri sıcak ilgiden dolayı tekrar teşekkür ederim. Konuyla şahsi değerlendirmemi Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Başkanı Hüsnü Yıldırım’ la yaptığımız görüşme yazısından sonra ayrıca değerlendireceğiz.