Mart enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Yıllık resmî enflasyonun %17’lere yaklaştığı bir ortamda memur ve emeklileri yıllık %6’lık zamma mahkûm etmek, sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmıyor.” dedi.
TÜİK, mart ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre mart ayında TÜFE %1,08 yükseldi. Yılın ilk üç ayında enflasyon %3,7 olurken, yıllık bazda %16,19 olarak belirlendi.
Kamu görevlilerine ve emeklilere 2021 yılının ilk altı ayı için yapılan maaş artışı %3 iken aynı dönemde enflasyonun %3,7 olması, memur maaşlarının enflasyon karşısında resmî olarak %0,7 eridiğini de ortaya koydu.
Böylece mart ayı dikkate alındığında maaşların daha yılın ilk 3 ayında net %0,70 eridiği ortaya çıktı. Sadece enflasyon kaynaklı bu erime aylık ortalama 34 TL olarak belirlendi. Hal böyle olunca enflasyona endeksli maaş artışlarının kamu çalışanlarının alım gücünü nasıl erittiği de bir kere daha görüldü.
KAHVECİ: GEÇ OLMADAN KAMU ÇALIŞANLARINI DESTEKLEYİN
Mart enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Yıllık resmî enflasyonun %17’lere yaklaştığı bir ortamda memur ve emeklileri yıllık %6’lık zamma mahkûm etmek, sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmıyor.” dedi.
Toplu sözleşme sistemine geçildiğinden beri yetkili konfederasyonun yürüttüğü maaş pazarlıklarının sürekli hedeflenen enflasyon temeline dayandığına dikkat çeken Kahveci, memurların ve emeklilerin alım gücünün her yıl biraz daha azaldığını ifade etti.
Kahveci sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Memur ve emeklilerimiz her toplu sözleşme döneminde enflasyon farkı aldatmacasıyla karşı karşıya kalıyor. Enflasyon farkı ödemesini bir lütufmuş gibi gösteriyorlar. Oysa enflasyon farkı, olağanüstü durumlarda ortaya çıkacak olumsuzluklara karşı bir sigorta niteliğindedir. Eğer her maaş döneminde enflasyon farkı veriliyorsa bu, ‘her dönem sonunda sıfır zam alıyoruz; dönem içinde de maaşlarımız sürekli eriyor’, demektir. Son 10 yıldır memur ve emeklilerimizin yaşadığı durum budur.
Tüm dünya bir buçuk yıldır bir de salgın hastalık belasıyla karşı karşıyadır. Bu şartlar altında tüm vatandaşlarımızın, memur ve emeklilerimizin her anlamda sağlıklı bir yaşama kavuşturulması gerekiyor.
Önümüzdeki Ramazan ayında alınacak bir kararla kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi verilmesi, hem enflasyon kaynaklı zararların karşılanması noktasında hem de bayram ikramiyesi konusunda yaşanan adaletsizliğin giderilmesi noktasında sorunları çözecektir.”
TÜİK, mart ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre mart ayında TÜFE %1,08 yükseldi. Yılın ilk üç ayında enflasyon %3,7 olurken, yıllık bazda %16,19 olarak belirlendi.
Kamu görevlilerine ve emeklilere 2021 yılının ilk altı ayı için yapılan maaş artışı %3 iken aynı dönemde enflasyonun %3,7 olması, memur maaşlarının enflasyon karşısında resmî olarak %0,7 eridiğini de ortaya koydu.
Böylece mart ayı dikkate alındığında maaşların daha yılın ilk 3 ayında net %0,70 eridiği ortaya çıktı. Sadece enflasyon kaynaklı bu erime aylık ortalama 34 TL olarak belirlendi. Hal böyle olunca enflasyona endeksli maaş artışlarının kamu çalışanlarının alım gücünü nasıl erittiği de bir kere daha görüldü.
KAHVECİ: GEÇ OLMADAN KAMU ÇALIŞANLARINI DESTEKLEYİN
Mart enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Yıllık resmî enflasyonun %17’lere yaklaştığı bir ortamda memur ve emeklileri yıllık %6’lık zamma mahkûm etmek, sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmıyor.” dedi.
Toplu sözleşme sistemine geçildiğinden beri yetkili konfederasyonun yürüttüğü maaş pazarlıklarının sürekli hedeflenen enflasyon temeline dayandığına dikkat çeken Kahveci, memurların ve emeklilerin alım gücünün her yıl biraz daha azaldığını ifade etti.
Kahveci sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Memur ve emeklilerimiz her toplu sözleşme döneminde enflasyon farkı aldatmacasıyla karşı karşıya kalıyor. Enflasyon farkı ödemesini bir lütufmuş gibi gösteriyorlar. Oysa enflasyon farkı, olağanüstü durumlarda ortaya çıkacak olumsuzluklara karşı bir sigorta niteliğindedir. Eğer her maaş döneminde enflasyon farkı veriliyorsa bu, ‘her dönem sonunda sıfır zam alıyoruz; dönem içinde de maaşlarımız sürekli eriyor’, demektir. Son 10 yıldır memur ve emeklilerimizin yaşadığı durum budur.
Tüm dünya bir buçuk yıldır bir de salgın hastalık belasıyla karşı karşıyadır. Bu şartlar altında tüm vatandaşlarımızın, memur ve emeklilerimizin her anlamda sağlıklı bir yaşama kavuşturulması gerekiyor.
Önümüzdeki Ramazan ayında alınacak bir kararla kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi verilmesi, hem enflasyon kaynaklı zararların karşılanması noktasında hem de bayram ikramiyesi konusunda yaşanan adaletsizliğin giderilmesi noktasında sorunları çözecektir.”