Alfa ve Beta varyantlarına karşı transgenik fareler üzerinde yapılan çalışmalarda yüzde 100 koruma aldık. İnsanlarda Faz-2 çalışmalarındaki örneklerde de bu iki varyanta karşı çapraz korumayı test ediyoruz. Şu anda çalışmalar devam ediyor. Omikron’la ilgili izolasyon çalışmaları sürüyor. İzole ettiğimizde aynı araştırmayı insanlar üzerinde de yapacağız. Omikron çok farklı bir varyant. Çalışmalarımızın ardından TURKOVAC’ın Omikron üzerindeki etkileri üzerinde de konuşabileceğiz.
50 YILDA İLK AŞI
Bundan sonraki aşamada ne yapacaksınız?
Dediğim gibi varyantlara çalışmaya devam edeceğiz. Ayrıca Kırım-Kongo’ya karşı aşı üretmek ilk hedefimiz. Bunu da ülkemize kazandırmak istiyoruz. Çok emeğimiz ve çalışmamız var bu konuda. Pandemi araya girince ikinci planda kaldı. Kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Üniversite için de önemli bir tecrübe oldu, değil mi?
Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bakanlığı, TÜSEB ve özel sektör işbirliğiyle çok kısa zamanda 50 yıldan beri üretilmeyen bir aşı üretildi. Bu oldukça önemli. Sadece TURKOVAC özelinde değil gelecekte de bu tür çalışmaların yapılabilmesi açısından da önemli. Bu, en az aşının kendisi kadar önemli bir tecrübe ve birikim. Bundan sonra gelecekte çıkabilecek pandemilere karşı önemli bir tecrübe var. Birçok öğrenci yetişti, altyapılar kuruldu. Pandemiden elde ettiğimiz tecrübelerle, gelecekteki salgınlara karşı da ülkemiz hazır hale gelmiş olacak. Pandemi bittikten sonra bu tür stratejik çalışmaların önemi daha da iyi anlaşılacak.
TURKOVAC’a dair eleştiri ve ithamlar var?
Sosyal medyayı çok takip etmiyorum. Paylaşım da yapmıyorum. Ama söylenenleri biliyoruz, kulağımıza geliyor. Aşının gelişim sürecinin başından beri ben işin içindeyim. Faz-1, Faz-2 çalışmalarının yürütücülüğünü yaptım. Onunla ilgili verileri Sağlık Bakanlığı’na sunduk. Klinik öncesi çalışmalarla ilgili yayınımızı da kasım ayında Vaccine dergisinde yayınladık. Faz-1, Faz-2 çalışmalarıyla ilgili veriler elimizde. En kısa zamanda onları da bir dergiye gönderip zaten sonuçlarını paylaşacağız. Faz-3 çalışmaları Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda devam ediyor. Türkiye’nin en büyük klinik çalışmaları bunlar.
28 ilde 44 merkezde yürütülüyor. Onunla ilgili verileri de zaten Sağlık Bakanlığı ve TÜSEB gerekli noktalarda açıklıyor. Burada herhangi bir tereddüde gerek yok. Çünkü Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) çok ciddi ve güçlü bir kurum. Onun bir aşıya ‘acil kullanım onayı’ vermesi için aşının gerçekten birçok komisyondan geçebilmesi lazım. Burası çok önemli. Ben o süreçlerin hiçbirine müdahil değilim. Bunlar uzman hocalardan oluşan bağımsız komisyonlar. Ayrıca üniversitede faz çalışmalarının yürütüldüğü merkez, dünya çapında bir merkez. Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa İlaç Ajansı, ABD ve Kanada ilaç ajansları tarafından tanınan akredite bir merkez. Sağlık Bakanlığı koordinesinde çok kaliteli bir çalışma yürütüldü. 20 AYLIK BİR EMEĞİN SONUCU’
Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış da şunları söyledi: “Erciyes Üniversitesi olarak bilimsel araştırma ve geliştirme çalışmalarına zaten çok ciddi kaynak ayırıyoruz. Bu sürecin her aşaması kaliteli bir şekilde yürütüldü. Başarılı bir eşgüdüm ve uyum içerisinde yapıldı bütün çalışmalar. 20 aylık yoğun bir emek var. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sağlık Bakanlığımızın desteğiyle bu süreci başarıyla yürüttük. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay da başından beri yakından ilgilendi. Hepsine çok teşekkür ediyoruz. Erciyes Üniversitesi için büyük bir gurur. Aykut Hoca’yı ve ekibini bir kez daha kutluyorum.”
YURTDIŞINDAN TALEP GELDİ
Sizi Uğur Şahin ve Özlem Türeci ile karşılaştıranlar da oluyor?
Her yapılan işi kendi içinde değerlendirmek lazım. Uğur ve Özlem Hoca’nın yaptığı çok farklı. Arkasında dünya devi Pfizer’ın olduğu, milyarlarca doz aşının üretildiği bir süreç. Biz onlarla gurur duyuyoruz zaten. Ama bizim yaptığımız TURKOVAC, Türkiye şartlarında ve gerçeklerinde değerlendirildiğinde gene aynı büyüklükte bir başarı olduğunu düşünüyorum. Bunu kendi içinde değerlendirmek lazım. Bu iki durum birbiriyle birebir karşılaştırılacak işler değil. Ayrıca Uğur Hocaların yaptığı iş Avrupa’daki milyonlarca Türk için de gurur oldu. Bu açıdan da ayrı bir kıymeti var.
‘Tecrübenizi bizimle de paylaşın’ şeklinde talepler geldi mi?
Büyükelçilikler üzerinden birkaç temas oldu. Ülke ismi vermeyim. Üniversitemizle temas kurdular, ‘Ülkemizde nasıl üretebiliriz?’ diye. Know-how paylaşımı için böyle girişimler oldu.
AİLEM GURUR DUYUYOR
Aileniz, çocuklarınız ne düşünüyor?
Oğlum 10. sınıfta, kızım üniversitede. Onlar da gurur duyuyor tabii. Oğlum çok ketumdur. Biri bir şey söylediğinde ‘Bilmiyorum’ deyip kestirip atıyor. Kızım İstanbul’da. Belki de etrafındakiler benim kızım olduğunu da bilmiyorlardır. Eşim de mutlu ve gurur duyuyor.
Süreç çok yorucu muydu peki?
Acil kullanım onayı alınması çok büyük bir aşamaydı. Hemen ardından hızlı bir üretim süreci başladı. Fiziki olarak yorulmadık ama süreçleri idare etmek ve yorucu birçok basamakla uğraşmak biraz zordu. Acil kullanım onayından sonra daha da rahatladık.
Yolda sizi tanıyanlar oluyor mu?
Vatandaşlardan tanıyanlar oluyor bazen. Markette, başka yerde seslenenler, ‘Sizi tanıdık hocam’ diyenler oluyor. Lojmanda kaldığımız için de kendi çevremizde herkes bizi tanıyor zaten.