Acıpayam Devlet Hastanesi’nde 7 yıl Hastane müdürlüğü yaptıktan sonra aynı hastaneye memur olarak atanan ve gördüğü mobbingler sonunda görev yaptığı hastanenin çatısına çıkarak intihara teşebbüs eden Ahmet Yılmaz Mil Sağlık Sen Denizli Başkanı olmuştu. Yılmaz; Denizli’de yaşanan sağlık skandallarını, mobbigleri, haksız yere görevden alınanları, kayırılanları, korunanları tek tek yerel basın olan Denizliekspres Haber’e açıkladığı öğrenildi.
Denizli’nin Acıpayam İlçesinde bulunan Acıpayam Devlet Hastanesi’nde 7 yıl hastane müdürülüğü görevi yaptıktan sonra memur olarak atanan, gördüğü çeşitli baskı ve mobbingler sonucunda görev yaptığı hastanenin çatısına çıkarak intihara teşebbüs eden Ahmet Yılmaz tüm yaşadıklarından sonra Mil Sağlık Sen Denizli Başkanlığına getirilmişti. Yılmaz, “Mil Sağlık Sen Denizli olarak, sağlık sendikacılığı alanında lider, söz sahibi, tuttuğunu koparan, haksızlığa boyun eğmeyen, güçlü, güvenilir ve en önemlisi adil bir sendikacılık hedefliyoruz. Bizler Mil-Sağlık-Sen olarak Sendikacılıkta tüm alışılmışlıkların dışına çıkıp, sendikacılığın asıl amacı olan çalışanın hakları için mücadele etmek, hakları kazanırken çalışan ve devlet yararına projeler geliştirmek için bu yola çıktık. Devlet ve çalışan için doğru olanı alkışlayıp savunucusu olacak, aynı zamanda da devlet için, çalışan için yanlış olanların karşısında olup, üslubunca cevap vereceğiz.” dedi.
SAĞLIK SKANDALLARI İLE İLGİLİ YETKİLİLERDEN HİÇ BİR AÇIKLAMA GELMEDİ
Mil Sağlık Den Denizli Başkanı Ahmet Yılmaz, Denizliekspres Haber’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yılmaz, “2020 yılında tüm dünya ve ülkemiz Korona Virüs ile mücadele ederken Denizli ilimizde ulusal basına yansıyan İl Sağlık Müdürünün Mobbing olayları, psikolojik baskı ve tehdit olayları, keyfi sürgün ve işten çıkarmalar, mobbinge dayanamayıp istifa ve emekliye ayrılan sağlık çalışanları, Mobbing sonrası intihar eylemleri ile Hastane yöneticilerin yumruklu kavgaları ile gündeme gelmesi biz sağlık çalışanları olduğu kadar Denizlili vatandaşlarımızı da çok üzmüştür. 2020 yılı ve öncesi ulusal basına yansıyan ve gündem olan sağlıkta mobbing, hastane yöneticilerin yumruklu kavga olayları ile keyfi işten çıkarma, keyfi sürgün olaylarının nedeni ve sonuçları hakkında bu güne kadar yetkili makamlarca bir açıklama yapılmamıştır” diye konuştu.
AHMET ÇAY VE HARUN SAĞNAK’LA İLGİLİ İDDİALAR DOĞRU MU?
Basına yansıyan haber içeriğinde Denizli Sağlık Müdürü Berna Öztürk’ün her türlü özel işini, çocuklarını okula götürüp getirmeye kadar bir çok işini yapan Personel Şefi Ahmet Çay ( Şirket Elemanı) tarafından Denizli Devlet Hastanesi Kalite ve Destek Müdürü Harun Sağnak’ı hastane bahçesinde kameraların karşısında darp etmesi olayı sonrası Ahmet Çay hakkında şikayetçi olduğu iddia edilmiştir. Yine bu haber içeriğinde yaşanan tüm bu olaylardan sonra ‘Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk’ün, Müdür Harun Sağnak’ı arayarak şikayetini geri çekerek istifa etmesini istediği iddia edilmiştir. Sendika olarak yapmış olduğumuz telefon görüşmesinde Harun Sağnak bu olayda basından ve kamuoyundan saklanan çok ciddi hususlar olduğunu, bu hususları hastane kayıtlarına geçen ifade tutanağında ve Sağlık Bakanlığı Teftiş Kuruluna yazılı olarak Raporlandırmasına rağmen ört pas edilip gizlendiğini iddia etmektedir.
NEDİR BU İDDİLAR?
1- Müdür Harun Sağnak bu darp olayından sonra şirket elemanı olan Ahmet Çay tarafından şikayetçi olmaması için tehdit edildiği iddiasında bulunmuş, gerek hastane kayıtlarındaki ifadesinde gerekse savcılık ifade tutanağında bu tehdit edilme olayını belirttiği doğru mudur?
2- Şirket elemanı olan Ahmet Çay bu darp olayı sonrası Devlet Memuru olan Müdür Harun Sağnak’a hitaben “Benim sağ böbreğimde 9mm, sol böbreğimde 7mm taş var. Benim ne yapacağım belli olmaz ayağını denk al” şeklinde ölümle tehdit ima ettiği bu hususu ifade tutanaklarında belirterek yargıya taşıdığı doğru mudur?
3- Şirket elemanı olan Ahmet Çay’ın bir Devlet Memuru olan Müdür Harun Sağnak’ı kameraların karşısında darp etmiş olması bu işçinin hakkında işten çıkarılmayı gerektiren bir durum iken Ahmet Çay işten çıkarılmış mı yoksa halen görevde midir?
4- Bu darp olayı sonrası basından ve kamuoyundan saklanan İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk’ ün Denizli Devlet Hastanesi Kalite ve Destek Müdürü Harun Sağnak’ı cep telefonundan arayarak şikayetçi olmaması için ‘kafanı kırarım çocuk şikayetçi olmayacaksın’ şeklinde tehdit ettiği, ‘kafanı kırarım çocuk istifa edeceksin’ şeklinde baskı ve tehdit edildiğini bu hususun da ifade tutanaklarında kayıtlı olduğu iddia edilmektedir bu doğru mudur?
5- İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk bu darp olayı sonrası Müdür Harun Sağnak’ı cep telefonuyla arayarak Ahmet Çay hakkında savcılığa şikayetçi olmaması ve istifa etmesi için ‘kafanı kırarım çocuk şikayetçi olmayacaksın’ şeklinde tehdit ettiği, “kafanı kırarım çocuk istifa edeceksin” şeklinde Berna Öztürk tarafından baskı ve tehdit edildiğini, harun sağnak tüm bu olayları sağlık bakanlığına raporlandırmasına rağmen il sağlık müdürü Berna Öztürk hakkında hiçbir işlem yapılmadığını iddia etmektedir. Bu tehdit ve baskı olayları için Berna Öztürk hakkında adli ve idari bir işlem yapılmış mı, yoksa bu olaylar sağlık bakanlığı tarafından ört pas mı edilmiştir?
BAŞHEKİM İLE HASTANE MÜDÜRÜNÜN YUMRUKLU KAVGA NEDENİ NEDİR?
2020 yılı başında tüm dünya ve ülkemiz Korona Virüs ile mücadeleye hazırlanırken Denizli Devlet Hastanesinde Başhekim ve Hastane Müdürünün yumruklu kavgası ‘Sağlıkta Üst Düzey Kavga Neden Çıktı’ başlıklı haber ile ulusal basına yansımıştır. Sebebi her ne olursa olsun görevleri insan sağlığına hizmet vermek için göreve getirilen, İl Sağlık Müdürlüğünün Amiral Gemisi olarak nitelendirilen Denizli Devlet Hastanesinin üst düzey yöneticilerinin çocuklar gibi yumruklu kavga etmeleri Devlet Memurluğu Vakarına Yakışmayan davranış olmakla birlikte kabul edilebilir bir davranış değildir. Ulusal basına bomba gibi düşen haber içeriğinde Başhekim Mehmet Eekaleli ile Kalite ve Destek Müdürü Harun Sağnak arasında çıkan yumruklu kavganın nedeni Müdür Harun Sağnak’ın hastane güvenlik müdürünü yanına alarak Valilik tarafından düzenlenen seminere beraber gittiğini, bu seminere güvenlik müdürünü kendinden habersiz hastane dışına çıkarması nedeniyle kızması ve olayın karşılıklı yumruklu kavgaya dönüştüğü iddia edilmiştir. Denizli Devlet hastanesi üst düzey yöneticilerinin yumruklu kavgasının gerçek nedeninin ne olduğu hala merak edilmektedir. Akıllara daha önce yaşanan Müdür Harun Sağnak’ın şirket elemanı olan Ahmet Çay tarafından darp edilme olayı ve bu olay sonrası İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk tarafından istifaya zorladığı iddiası olayının devamı olup olmadığı sorusunu akıllara getirmektedir.
1- Üst düzey iki devlet memurunun karşılıklı yumruklu kavga etmesi sonrası olay adli makamlara intikal etmiş ve yargı aşamasındadır. Yargılamanın selameti için her iki yöneticinin görevden el çektirilmesi gerekirken niçin Başhekim Mehmet Erkaleli görevde bırakılmış Müdür Harun Sağnak görevden alınmıştır?
2- Basına yansıyan haber içeriğinde Müdür Harun Sağnak’ın makam odasında gerçekleşen karşılıklı yumruklu kavga olayında ‘Müdür darp raporu aldı, Başhekim alamadı’ şeklindeki iddialar doğru mudur?
ENGELLİ ALİ İMANCI NEDEN İŞTEN ÇIKARILDI?
Tüm dünya korona virüs ile mücadele ederken özel sektör ve kamu kuruluşları engelli personellere kapısını açarken denizli devlet hastanesinde meydana gelen ulusal basına yansıyan ‘engelli personel Ali İmancı neden işten çıkarıldı?’ başlığı ile gündeme damga vuran haber içeriğinde Denizli Devlet Hastanesi’nde 9 yıldır tıbbi sekreter olarak çalışan engelli Ali İmancı işten çıkarıldığı bildirilmiştir. Ali İmancı, “filiz mağdur diye bir kadın sosyal medya hesabımdan bana mesaj attı. Bu yazı, başhekim Mehmet Erkaleli’nin özel yaşamı ile ilgiliydi. Ben de bu yazıyı kendisiyle paylaştım. O günden sonra bana yapmadıkları eziyet kalmadı. O yazıyı ben yazmışım gibi, beni sorumlu tuttular. Sürekli hakkımda olur olmaz tutanaklar düzenlediler.’ İşe alkollü geliyormuşum, işyerinde alkol alıyormuşum.’ Resmi bir kuruma alkollü gelinir mi? Ben alkollü olmadığıma dair Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’nden rapor aldım onu bile kabul etmediler.’ şeklinde iddialarda bulunmuştur. Ulusal basında çıkan bu haber içeriğinde,
1-Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Erkaleli nin özel yaşamı ile ilgili bu özel konu nedir?
2-Ali İmancı’nın Başhekim Mehmet Erkaleli nin özel hayatı ile ilgili olayın sekreteri ile olan gönül ilişkisi olduğunu bu nedenle bu olayı duyulmaması için kendisine mobbing uygulandığını iddia etmektedir. Bu olaylar doğru mudur?
3- Ali İmancı kendisine kumpas kuruduğunu işten çıkarmak için işe alkollü geldiği iftirasının atılarak tutanak tutulduğunu ancak o gün Pamukkale Üniversitesi hastanesinden alkolsüz olduğuna dair rapor aldığını iddia etmektedir. Ali İmancı’nın alkolsüz olduğuna dair rapor aldığı doğru mudur?
ABDULLAH TURAN’IN BULDAN DEVLET HASTANESİ’NE SÜRGÜN GÖNDERİLDİĞİ DOĞRU MUDUR?
Pandeminin patlak verdiği tüm dünya ve ülkemizin korono virüs ile mücadele verdiği bu zor günlerde asıl görevleri kamu adına sağlık hizmet vermek olan üst düzey yöneticiler tarafından sağlık çalışanlarına kumpas kurulduğu, iftiralara maruz kaldıkları usul ve yasaya aykırı disiplin cezaları verilerek mobbing uygulandığı, sağlık personellerini cezalandırmak kastı ile keyfi il içi ve il dışı sürgün olaylarının yapıldığı, bu nedenle üst düzey yöneticilerin görevlerini kötüye kullandıkları iddia edilmektedir. Yukarıda bahsedilen olayların mağduru olduğunu iddia eden tıbbi teknoloğ Abdullah Turan Denizli Servergazi Devlet Hastanesi’nde hasta hakları birim sorumlusu olarak görev yapmakta iken dönemin başhekim vekili Derviş Berk ve yine dönemin başhekim vekili Bülent Kale tarafından şahsına kumpas kurulduğunu, asılsız iftiralar ile disiplin soruşturması yapılarak tarafına çok sayıda disiplin cezası verildiğini, ardından cezlandırılmak kastı ile keyfi olarak Denizli merkezden ilçe hastanesi olan Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne sürüldüğünü iddia etmektedir. Vekaleten başhekim vekilliğine atanan Derviş Berk ve Bülent Kale’nin usul ve yasaya aykırı hareket ederek görevi kötüye kullandıkları bu nedenle haklarında yargılanmalarına karar verildiğine dair mahkeme kararı olmasına rağmen bu eylemlerine devam ettikleri iddia edilmektedir.
1-Ülkemizde pandemi ile mücadelenin başladığı aile bütünlüğüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğu bu dönemde tıbbi teknoloğ Abdullah Turan’ın babasının ağır kanser hastası olduğu, kanser hastalığının ilerlediği ve bakıma muhtaç olduğunu belirtmesine rağmen Denizli merkezden buldan ilçe hastanesine sürgün gönderildiği doğru mudur?
2- servergazi hastanesi başhekimliğine vekaleten bakan Derviş Berk ve Bülent Kale’nin Abdullah Turan’a kurup Maaş Kesme Disiplin Cezası uyguladıkları, ardından İl Sağlık Müdürlüğüne Vekaleten bakan Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Erkaleli ile iş birliği yaparak İl Sağlık Müdürü adına Abdullah Turan’ın Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesine sürgün olarak tayin işlemini onaylattıkları doğru mudur?
3- Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk’ün birkaç günlüğüne izin veya görevli olduğu bir dönemde yerine vekaleten bakacak kişinin İl Sağlık Müdürü Yardımcıları, çok sayıda başkan ile Kamu Hastaneleri Başkanı olması beklenirken İl Sağlık Müdürlüğü Makamına vekeleten Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Eekaleli’nin görevlendirilmesi, Mehmet Erkaleli’nin de Abdullah Turan’ı cezalandırmak kastı ile Buldan İlçesine tayin olurunu imzalaması bir tesadüf mü? Yoksa Mehmet Erkaleli bu Komplonun bir parçası mıdır?
DENİZLİ’NİN ALİ KIRAN, BAŞ KESEN YÖNETİCİLERE İHTİYACI YOKTUR
Tüm dünyayı etkisi altına alan Korona virüsünün gölgesinde 2020 yılı geride kaldı. Bir yıl sona ererken, şüphesiz en çok yorulanlar salgınla mücadelede en ön cephede savaşan sağlık çalışanları oldu. 2020 yılı boyunca yaşananları kelimelerle ifade etmek inanın çok zor. Pandeminin gölgesinde bu zor şartlarda sağlık çalışanları birde yukarıda ifade etmeye çalıştığımız Ulusal Basına yansıyan Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk ve emrindeki liyakatsiz yöneticilerin kumpasları, keyfi sürgün ve işten çıkarmalar, mobbing uygulamaları, baskı ve tehdit olayları ile de mücadele etmek durumunda kalmıştır. Denizli ilindeki Sağlık çalışanlarının çığlıklarına Sağlık Bakanlığı kulaklarını tıkamış duymazdan gelmiştir. Tüm bu olaylar gözler önünde ulusal basına yansımasına rağmen defaatle Müfettiş talep edilmesine rağmen bu olaylar için müfettiş dahi gönderilmemiştir. Sağlık Bakanlığımız Antalyanın Kumluca ilçesinde Hemşirelere “Ben Salağım” yazdıran Başhekim ile İzmir’in Gaziemir ilçesindeki Başhekimin “Siz Doktorlar Hemşirelerin Komutanısınız Emredeksiniz Yapacaklar!” şeklinde hitapta bulunan Başhekimin sözleşmelerini anında iptal etmiş derhal soruşturma başlatmıştır. Ancak Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk Sağlık Çalışanlarına Mobbing Uyguladığı, Berna Öztürk ün Mobbing olayları sonrası bir çalışanın hastane çatısına çıkarak intihar eylemi yaptığı, Bir şirket elemanının Hastane Müdürünü Darp etmesi, Müdürün darp nedeniyle şikayetçi olması üzerine İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk’ün Denizli Devlet Hastanesi Kalite ve Destek Müdürü Harun Sağnak’ı cep telefonundan arayarak şikayetçi olmaması için ‘Kafanı kırarım çocuk şikayetçi olmayacaksın’ şeklinde tehdit ettiği, “’Kafanı kırarım çocuk istifa edeceksin” şeklinde baskı ve tehdit edildiği iddiaları için sağlık bakanlığı neden gerekli işlemleri yapmıyor? Buradan sağlık bakanımız Dr. Fahrettin Koca’ya ve Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenmek istiyorum, tüm dünyayı ve ülkemizi etkileyen bu pandemi döneminde kovid ile mücadelede canla başla çalışan sağlık çalışanlarının kafa kıran, mobbing uygulayan, kumpas kuran, tehdit eden ali kıran baş kesen yöneticilere ihtiyacı yoktur. Kaynak denizliekspress
Denizli’nin Acıpayam İlçesinde bulunan Acıpayam Devlet Hastanesi’nde 7 yıl hastane müdürülüğü görevi yaptıktan sonra memur olarak atanan, gördüğü çeşitli baskı ve mobbingler sonucunda görev yaptığı hastanenin çatısına çıkarak intihara teşebbüs eden Ahmet Yılmaz tüm yaşadıklarından sonra Mil Sağlık Sen Denizli Başkanlığına getirilmişti. Yılmaz, “Mil Sağlık Sen Denizli olarak, sağlık sendikacılığı alanında lider, söz sahibi, tuttuğunu koparan, haksızlığa boyun eğmeyen, güçlü, güvenilir ve en önemlisi adil bir sendikacılık hedefliyoruz. Bizler Mil-Sağlık-Sen olarak Sendikacılıkta tüm alışılmışlıkların dışına çıkıp, sendikacılığın asıl amacı olan çalışanın hakları için mücadele etmek, hakları kazanırken çalışan ve devlet yararına projeler geliştirmek için bu yola çıktık. Devlet ve çalışan için doğru olanı alkışlayıp savunucusu olacak, aynı zamanda da devlet için, çalışan için yanlış olanların karşısında olup, üslubunca cevap vereceğiz.” dedi.
SAĞLIK SKANDALLARI İLE İLGİLİ YETKİLİLERDEN HİÇ BİR AÇIKLAMA GELMEDİ
Mil Sağlık Den Denizli Başkanı Ahmet Yılmaz, Denizliekspres Haber’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yılmaz, “2020 yılında tüm dünya ve ülkemiz Korona Virüs ile mücadele ederken Denizli ilimizde ulusal basına yansıyan İl Sağlık Müdürünün Mobbing olayları, psikolojik baskı ve tehdit olayları, keyfi sürgün ve işten çıkarmalar, mobbinge dayanamayıp istifa ve emekliye ayrılan sağlık çalışanları, Mobbing sonrası intihar eylemleri ile Hastane yöneticilerin yumruklu kavgaları ile gündeme gelmesi biz sağlık çalışanları olduğu kadar Denizlili vatandaşlarımızı da çok üzmüştür. 2020 yılı ve öncesi ulusal basına yansıyan ve gündem olan sağlıkta mobbing, hastane yöneticilerin yumruklu kavga olayları ile keyfi işten çıkarma, keyfi sürgün olaylarının nedeni ve sonuçları hakkında bu güne kadar yetkili makamlarca bir açıklama yapılmamıştır” diye konuştu.
AHMET ÇAY VE HARUN SAĞNAK’LA İLGİLİ İDDİALAR DOĞRU MU?
Basına yansıyan haber içeriğinde Denizli Sağlık Müdürü Berna Öztürk’ün her türlü özel işini, çocuklarını okula götürüp getirmeye kadar bir çok işini yapan Personel Şefi Ahmet Çay ( Şirket Elemanı) tarafından Denizli Devlet Hastanesi Kalite ve Destek Müdürü Harun Sağnak’ı hastane bahçesinde kameraların karşısında darp etmesi olayı sonrası Ahmet Çay hakkında şikayetçi olduğu iddia edilmiştir. Yine bu haber içeriğinde yaşanan tüm bu olaylardan sonra ‘Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk’ün, Müdür Harun Sağnak’ı arayarak şikayetini geri çekerek istifa etmesini istediği iddia edilmiştir. Sendika olarak yapmış olduğumuz telefon görüşmesinde Harun Sağnak bu olayda basından ve kamuoyundan saklanan çok ciddi hususlar olduğunu, bu hususları hastane kayıtlarına geçen ifade tutanağında ve Sağlık Bakanlığı Teftiş Kuruluna yazılı olarak Raporlandırmasına rağmen ört pas edilip gizlendiğini iddia etmektedir.
NEDİR BU İDDİLAR?
1- Müdür Harun Sağnak bu darp olayından sonra şirket elemanı olan Ahmet Çay tarafından şikayetçi olmaması için tehdit edildiği iddiasında bulunmuş, gerek hastane kayıtlarındaki ifadesinde gerekse savcılık ifade tutanağında bu tehdit edilme olayını belirttiği doğru mudur?
2- Şirket elemanı olan Ahmet Çay bu darp olayı sonrası Devlet Memuru olan Müdür Harun Sağnak’a hitaben “Benim sağ böbreğimde 9mm, sol böbreğimde 7mm taş var. Benim ne yapacağım belli olmaz ayağını denk al” şeklinde ölümle tehdit ima ettiği bu hususu ifade tutanaklarında belirterek yargıya taşıdığı doğru mudur?
3- Şirket elemanı olan Ahmet Çay’ın bir Devlet Memuru olan Müdür Harun Sağnak’ı kameraların karşısında darp etmiş olması bu işçinin hakkında işten çıkarılmayı gerektiren bir durum iken Ahmet Çay işten çıkarılmış mı yoksa halen görevde midir?
4- Bu darp olayı sonrası basından ve kamuoyundan saklanan İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk’ ün Denizli Devlet Hastanesi Kalite ve Destek Müdürü Harun Sağnak’ı cep telefonundan arayarak şikayetçi olmaması için ‘kafanı kırarım çocuk şikayetçi olmayacaksın’ şeklinde tehdit ettiği, ‘kafanı kırarım çocuk istifa edeceksin’ şeklinde baskı ve tehdit edildiğini bu hususun da ifade tutanaklarında kayıtlı olduğu iddia edilmektedir bu doğru mudur?
5- İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk bu darp olayı sonrası Müdür Harun Sağnak’ı cep telefonuyla arayarak Ahmet Çay hakkında savcılığa şikayetçi olmaması ve istifa etmesi için ‘kafanı kırarım çocuk şikayetçi olmayacaksın’ şeklinde tehdit ettiği, “kafanı kırarım çocuk istifa edeceksin” şeklinde Berna Öztürk tarafından baskı ve tehdit edildiğini, harun sağnak tüm bu olayları sağlık bakanlığına raporlandırmasına rağmen il sağlık müdürü Berna Öztürk hakkında hiçbir işlem yapılmadığını iddia etmektedir. Bu tehdit ve baskı olayları için Berna Öztürk hakkında adli ve idari bir işlem yapılmış mı, yoksa bu olaylar sağlık bakanlığı tarafından ört pas mı edilmiştir?
BAŞHEKİM İLE HASTANE MÜDÜRÜNÜN YUMRUKLU KAVGA NEDENİ NEDİR?
2020 yılı başında tüm dünya ve ülkemiz Korona Virüs ile mücadeleye hazırlanırken Denizli Devlet Hastanesinde Başhekim ve Hastane Müdürünün yumruklu kavgası ‘Sağlıkta Üst Düzey Kavga Neden Çıktı’ başlıklı haber ile ulusal basına yansımıştır. Sebebi her ne olursa olsun görevleri insan sağlığına hizmet vermek için göreve getirilen, İl Sağlık Müdürlüğünün Amiral Gemisi olarak nitelendirilen Denizli Devlet Hastanesinin üst düzey yöneticilerinin çocuklar gibi yumruklu kavga etmeleri Devlet Memurluğu Vakarına Yakışmayan davranış olmakla birlikte kabul edilebilir bir davranış değildir. Ulusal basına bomba gibi düşen haber içeriğinde Başhekim Mehmet Eekaleli ile Kalite ve Destek Müdürü Harun Sağnak arasında çıkan yumruklu kavganın nedeni Müdür Harun Sağnak’ın hastane güvenlik müdürünü yanına alarak Valilik tarafından düzenlenen seminere beraber gittiğini, bu seminere güvenlik müdürünü kendinden habersiz hastane dışına çıkarması nedeniyle kızması ve olayın karşılıklı yumruklu kavgaya dönüştüğü iddia edilmiştir. Denizli Devlet hastanesi üst düzey yöneticilerinin yumruklu kavgasının gerçek nedeninin ne olduğu hala merak edilmektedir. Akıllara daha önce yaşanan Müdür Harun Sağnak’ın şirket elemanı olan Ahmet Çay tarafından darp edilme olayı ve bu olay sonrası İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk tarafından istifaya zorladığı iddiası olayının devamı olup olmadığı sorusunu akıllara getirmektedir.
1- Üst düzey iki devlet memurunun karşılıklı yumruklu kavga etmesi sonrası olay adli makamlara intikal etmiş ve yargı aşamasındadır. Yargılamanın selameti için her iki yöneticinin görevden el çektirilmesi gerekirken niçin Başhekim Mehmet Erkaleli görevde bırakılmış Müdür Harun Sağnak görevden alınmıştır?
2- Basına yansıyan haber içeriğinde Müdür Harun Sağnak’ın makam odasında gerçekleşen karşılıklı yumruklu kavga olayında ‘Müdür darp raporu aldı, Başhekim alamadı’ şeklindeki iddialar doğru mudur?
ENGELLİ ALİ İMANCI NEDEN İŞTEN ÇIKARILDI?
Tüm dünya korona virüs ile mücadele ederken özel sektör ve kamu kuruluşları engelli personellere kapısını açarken denizli devlet hastanesinde meydana gelen ulusal basına yansıyan ‘engelli personel Ali İmancı neden işten çıkarıldı?’ başlığı ile gündeme damga vuran haber içeriğinde Denizli Devlet Hastanesi’nde 9 yıldır tıbbi sekreter olarak çalışan engelli Ali İmancı işten çıkarıldığı bildirilmiştir. Ali İmancı, “filiz mağdur diye bir kadın sosyal medya hesabımdan bana mesaj attı. Bu yazı, başhekim Mehmet Erkaleli’nin özel yaşamı ile ilgiliydi. Ben de bu yazıyı kendisiyle paylaştım. O günden sonra bana yapmadıkları eziyet kalmadı. O yazıyı ben yazmışım gibi, beni sorumlu tuttular. Sürekli hakkımda olur olmaz tutanaklar düzenlediler.’ İşe alkollü geliyormuşum, işyerinde alkol alıyormuşum.’ Resmi bir kuruma alkollü gelinir mi? Ben alkollü olmadığıma dair Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’nden rapor aldım onu bile kabul etmediler.’ şeklinde iddialarda bulunmuştur. Ulusal basında çıkan bu haber içeriğinde,
1-Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Erkaleli nin özel yaşamı ile ilgili bu özel konu nedir?
2-Ali İmancı’nın Başhekim Mehmet Erkaleli nin özel hayatı ile ilgili olayın sekreteri ile olan gönül ilişkisi olduğunu bu nedenle bu olayı duyulmaması için kendisine mobbing uygulandığını iddia etmektedir. Bu olaylar doğru mudur?
3- Ali İmancı kendisine kumpas kuruduğunu işten çıkarmak için işe alkollü geldiği iftirasının atılarak tutanak tutulduğunu ancak o gün Pamukkale Üniversitesi hastanesinden alkolsüz olduğuna dair rapor aldığını iddia etmektedir. Ali İmancı’nın alkolsüz olduğuna dair rapor aldığı doğru mudur?
ABDULLAH TURAN’IN BULDAN DEVLET HASTANESİ’NE SÜRGÜN GÖNDERİLDİĞİ DOĞRU MUDUR?
Pandeminin patlak verdiği tüm dünya ve ülkemizin korono virüs ile mücadele verdiği bu zor günlerde asıl görevleri kamu adına sağlık hizmet vermek olan üst düzey yöneticiler tarafından sağlık çalışanlarına kumpas kurulduğu, iftiralara maruz kaldıkları usul ve yasaya aykırı disiplin cezaları verilerek mobbing uygulandığı, sağlık personellerini cezalandırmak kastı ile keyfi il içi ve il dışı sürgün olaylarının yapıldığı, bu nedenle üst düzey yöneticilerin görevlerini kötüye kullandıkları iddia edilmektedir. Yukarıda bahsedilen olayların mağduru olduğunu iddia eden tıbbi teknoloğ Abdullah Turan Denizli Servergazi Devlet Hastanesi’nde hasta hakları birim sorumlusu olarak görev yapmakta iken dönemin başhekim vekili Derviş Berk ve yine dönemin başhekim vekili Bülent Kale tarafından şahsına kumpas kurulduğunu, asılsız iftiralar ile disiplin soruşturması yapılarak tarafına çok sayıda disiplin cezası verildiğini, ardından cezlandırılmak kastı ile keyfi olarak Denizli merkezden ilçe hastanesi olan Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne sürüldüğünü iddia etmektedir. Vekaleten başhekim vekilliğine atanan Derviş Berk ve Bülent Kale’nin usul ve yasaya aykırı hareket ederek görevi kötüye kullandıkları bu nedenle haklarında yargılanmalarına karar verildiğine dair mahkeme kararı olmasına rağmen bu eylemlerine devam ettikleri iddia edilmektedir.
1-Ülkemizde pandemi ile mücadelenin başladığı aile bütünlüğüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğu bu dönemde tıbbi teknoloğ Abdullah Turan’ın babasının ağır kanser hastası olduğu, kanser hastalığının ilerlediği ve bakıma muhtaç olduğunu belirtmesine rağmen Denizli merkezden buldan ilçe hastanesine sürgün gönderildiği doğru mudur?
2- servergazi hastanesi başhekimliğine vekaleten bakan Derviş Berk ve Bülent Kale’nin Abdullah Turan’a kurup Maaş Kesme Disiplin Cezası uyguladıkları, ardından İl Sağlık Müdürlüğüne Vekaleten bakan Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Erkaleli ile iş birliği yaparak İl Sağlık Müdürü adına Abdullah Turan’ın Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesine sürgün olarak tayin işlemini onaylattıkları doğru mudur?
3- Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk’ün birkaç günlüğüne izin veya görevli olduğu bir dönemde yerine vekaleten bakacak kişinin İl Sağlık Müdürü Yardımcıları, çok sayıda başkan ile Kamu Hastaneleri Başkanı olması beklenirken İl Sağlık Müdürlüğü Makamına vekeleten Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Eekaleli’nin görevlendirilmesi, Mehmet Erkaleli’nin de Abdullah Turan’ı cezalandırmak kastı ile Buldan İlçesine tayin olurunu imzalaması bir tesadüf mü? Yoksa Mehmet Erkaleli bu Komplonun bir parçası mıdır?
DENİZLİ’NİN ALİ KIRAN, BAŞ KESEN YÖNETİCİLERE İHTİYACI YOKTUR
Tüm dünyayı etkisi altına alan Korona virüsünün gölgesinde 2020 yılı geride kaldı. Bir yıl sona ererken, şüphesiz en çok yorulanlar salgınla mücadelede en ön cephede savaşan sağlık çalışanları oldu. 2020 yılı boyunca yaşananları kelimelerle ifade etmek inanın çok zor. Pandeminin gölgesinde bu zor şartlarda sağlık çalışanları birde yukarıda ifade etmeye çalıştığımız Ulusal Basına yansıyan Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk ve emrindeki liyakatsiz yöneticilerin kumpasları, keyfi sürgün ve işten çıkarmalar, mobbing uygulamaları, baskı ve tehdit olayları ile de mücadele etmek durumunda kalmıştır. Denizli ilindeki Sağlık çalışanlarının çığlıklarına Sağlık Bakanlığı kulaklarını tıkamış duymazdan gelmiştir. Tüm bu olaylar gözler önünde ulusal basına yansımasına rağmen defaatle Müfettiş talep edilmesine rağmen bu olaylar için müfettiş dahi gönderilmemiştir. Sağlık Bakanlığımız Antalyanın Kumluca ilçesinde Hemşirelere “Ben Salağım” yazdıran Başhekim ile İzmir’in Gaziemir ilçesindeki Başhekimin “Siz Doktorlar Hemşirelerin Komutanısınız Emredeksiniz Yapacaklar!” şeklinde hitapta bulunan Başhekimin sözleşmelerini anında iptal etmiş derhal soruşturma başlatmıştır. Ancak Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk Sağlık Çalışanlarına Mobbing Uyguladığı, Berna Öztürk ün Mobbing olayları sonrası bir çalışanın hastane çatısına çıkarak intihar eylemi yaptığı, Bir şirket elemanının Hastane Müdürünü Darp etmesi, Müdürün darp nedeniyle şikayetçi olması üzerine İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk’ün Denizli Devlet Hastanesi Kalite ve Destek Müdürü Harun Sağnak’ı cep telefonundan arayarak şikayetçi olmaması için ‘Kafanı kırarım çocuk şikayetçi olmayacaksın’ şeklinde tehdit ettiği, “’Kafanı kırarım çocuk istifa edeceksin” şeklinde baskı ve tehdit edildiği iddiaları için sağlık bakanlığı neden gerekli işlemleri yapmıyor? Buradan sağlık bakanımız Dr. Fahrettin Koca’ya ve Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenmek istiyorum, tüm dünyayı ve ülkemizi etkileyen bu pandemi döneminde kovid ile mücadelede canla başla çalışan sağlık çalışanlarının kafa kıran, mobbing uygulayan, kumpas kuran, tehdit eden ali kıran baş kesen yöneticilere ihtiyacı yoktur. Kaynak denizliekspress